DERLEYEN :TUĞBA CANER

HİKAYE- 1

T.C: Ben Gazi Üniversitesi Türk HalkBilimi Bölümü 3. sınıf öğrencisi Tuğba Caner

Halk Hikayeciliği dersi , hikaye derlemesi ödevimi yapmaktayım. Öncellikle sizi tanıyabilir miyiz?

K.K: Tunay Caner.

T.C: Kaç yaşındasınız?

K.K: Elli üç.

T.C: Bana bir hikaye anlatır mısınız desem, ilk aklınıza geleni söyler misiniz?

K.K: Kız böyle nasihat edici bir hikaye olsun. Adamın bitanesi babasını çok dövermiş , babası babasından dayak yememek için kaçarmış , gel zaman git zaman adam vefat ediyor , döven oğlu da evleniyor , çoluğu çocuğu oluyor ve oda yaşlanıyor daha sonra onu da oğlu dövmeye başlıyor en son uzaktan orman bekçisi bağırmış , daya yiyenin oğluna , oğlum yeter yeter demiş babanda babasını dereye kadar kovalıyordu sende dereden ileriye geçme demiş. Hikaye bu kadar kızım.

T.C: Teşekkür ederim.

K.K: Ben teşekkür ederim.

 

K.K: Tunay Caner

T.C: Tuğba Caner

HİKAYE-2

T.C: Ben Gazi Üniversitesi Türk HalkBilimi Bölümü 3. sınıf öğrencisi Tuğba Caner

Halk Hikayeleri dersi Bana bir hikaye anlatır mısınız? Adlı sorusuna verilecek cevabımı derlemekteyim. Öncelikle Kendinizi tanıtır mısınız?

K.K: Ben Gülnur özgür yirmi üç  yaşındayım üniversite okuyorum.

T.C: Bana bir hikaye anlatır mısınız desem aklınıza ilk geleni söyler misiniz?

K.K: Normalde pek hikaye bilmem ama aşure yapılıyor bu haftalarda , aşurenin hikayesini biliyorum , Nuh tufanından kaçanlar işte gemiye biniyor , üç gün beş gün geçiyor aç kalamya başlıyorlar yemekleri kalmıyor , en sonunda gemide bir meydan kuruluyor bağırıyorlar hani aş üresin aş üresin diye , atın aş üresin atın aş üresin diye , ondan sonra herkes ellerinde ki bakliyatları ortaya koyuyor falan , yani hepsini pişiriyorlar , aş üresin olarak geçiyor ama günümüze aşure olarak geliyor , dini bir tatlımız güzel beğeniyorum , severek yiyorum yani

T.C: Teşekkür ederim. Sağolun.

T.C: Tuğba Caner 
K.K:Gülnur Özgür

HİKAYE-3

 

T.C: Ben Gazi Üniversitesi Türk HalkBilimi Bölümü 3. sınıf öğrencisi Tuğba Caner Halk Hikayeciliği dersi bana bir hikaye anlatır mısınız ? Sorusuna verilecek cevabı derlemekteyim.

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

K.K: E tabi adım Hanife Yılmaz.

T.C: Kaç yaşındasınız.

K.K: Otuz beş yaşındayım.

T.C: Teşekkür ederim. Bana bir hikaye anlatın desem bana ilk aklınıza geleni söyleyebilir misiniz?

H.Y: Iıı tabi şimdi bana anlatılan kısa bi hikaye var aslında ama bu daha çok böyle nasıl desem , eskilerden olmuş dedelerimin falan anlattığı ve böyle saygısızlık sonucu oluşan ee nası diyim dini tarz bi hikaye, ee şimdi hikaye şöyle başlıyor böyle bi çoban varmış bu çoban her şeye yalan söylermiş , kötü tarz bir çobanmış  ve bir çokta koyunu varmış sürüsü varmış bu bigün sürü ile birlikte ıı koyunlarıyla birlikte çok taşlık kayalık bir yere gitmiş , hiç ağaç yokmuş yanlarında hiç erzak yokmuş çok susamış ee daha sonra bu susuzluktan cok bunalmış ve duramamış ve allaha yalvarmış ne olur demış bana su vermiş bende sana demiş yedi tane adak adıcam sonra dilekleri kabul olmuş bu çobanın ıı nolduydu ondan sora ee çoban dilekleri kabul olunca işte böyle nasıl böyle dereden sular dereden soğuk soğuk akmaya başlamış güldür güldür akmaya başlamış ee daha sonra işte çoban kuzularını otlatmış onlara su içirmiş falan daha sonrada adak sırasına geldiği zaman çoban yedi tane bit almış öldürmüş daha sonrada yukarıya bakmış ben sana yedi tane kurban adadım demiş ve gülmeye başlamış ve bu çok hoşuna gitmiş bu olay Allah ta onun bu yaptığı üzerine çobana bi ceza vermiş ve çoban orada taş olmuş bunu da sürekli dedemin zamanında falan anlatırlar hatta bir kaya varmış çok benziyomuş işte çobana koyuna çok benziyomuş onun şeklini aldığı falan söylenir , dini nitelikli yani böyle allaha karşı yapılan haksızlığa cevap olarak çobanın , taş kesilmesi taşa benzemesi anlatılır buna benzer bir hikaye biliyorum.

T.C: Teşekkür ederiz.

K.K: Rica ederim.

 

T.C: Tuğba Caner.

K.K: Hanife Yılmaz.